Bu site Prof. Dr. Ali Esat Karakaya tarafından hazırlanmıştır
E-KODLARI

Ülkemizde de kullanılan E-kodları Avrupa Birliği’nin ilgili sağlık/gıda otoritelerinin gerekli güvenlik testlerinden geçmiş ve tüm spesifikasyonu belirlenmiş gıda katkılarına verilen kodları gösterir. Bir güvenliğin ifadesidir. Bu kodlarda her yüzlü grup bir kullanım grubunu temsil eder (100-199 arası renklendiriciler, 200-299 koruyucular gibi). Avrupa Birliği tarafından toplam 329 katkı maddesine E-kodu verilmiştir.

Bir güven işareti olmasına rağmen E-kodları ülkemizde bir tehlike olarak algılanmıştır. İlk olarak 1996 yılında “Hacettepe Üniversitesi Araştırma Sonuçları” başlığı ile basılı olarak dağıtılan uydurma bir liste sonraki yıllarda internetin de sağladığı olanaklarla hızla yayılmıştır. Hızı kesilse de liste zaman zaman tekrar ortaya çıkmaktadır. Çok sayıda inananı da olan bu listede “E-330 en tehlikeli karsinojen - Ne yazık ki bir çok hazır gıdada kullanılmaktadır” tanımlaması ile verilmektedir. E-330 gıda katkısı kalitesinde sitrik asitin kodudur. Sitrik asitin kanserojen olmadığının tüketicilere, hatta mesleğinde üst noktalarda olan profesyonellere anlatabilmesi için inanılması güç bir serüven yaşanmıştır. Sitrik asit başta narenciyeler olmak üzere birçok meyvede yüksek miktarlarda bulunan bir organik asittir. Sitrik asit insan organizmasında da günde gramlarca üretilir. Bu biyokimyasal mekanizmaya trikarboksilik asit siklusu veya sitrik asit veya Krebs siklusu adı verilir. Bu siklus glukozdan enerji sağlanması ile ilgili bir metabolizma olayıdır ve durması organizmada yaşamın durması ile eş anlamlıdır. Bu temel biyokimyasal mekanizmayı aydınlattığı için 1953 yılı Nobel Tıp Ödülü Sir Hans Adolf Krebs'e verilmiştir. Sitrik asit meyve suları ve meşrubatlar başta olmak üzere çok sayıda gıda türünde de gıda katkısı olarak kullanılmaktadır.

Yukarıda açıklananlar ışığında nasıl olur da sitrik asit için "En tehlikeli kanser yapıcı madde" denilebilir. Yeni bir buluş mu söz konusudur? Kara mizah burada başlamaktadır. Krebs, Almanca’ da kanser anlamını taşımaktadır. Konudan habersiz ancak toplumu aydınlatmak görevini üstlenmiş bir grup, yıllarca önce Avrupa'da Krebs siklusunu "kanser siklusu" olarak tercüme etmiş ve bu kirli bilgi yayılarak bugünlere gelinmiştir. Listelerde hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan akıl dışı suçlamalar diğer bazı katkılar için de yapılmaktadır. Bu olay gıda endüstrisi tarafından da ciddiye alınmış. Gerekli mücadelelere rağmen E-kodları konusunda toplumun negatif risk algısı devam edince gıda ambalajlarına E-kodu yerine gıda katkı maddesinin adı yazılmaya başlanmıştır. Bu olumsuz bir gelişmedir. Çünkü E-kodu yalnız gıda katkı maddesini değil onun safsızlık dahil kodeks standartlarını karşıladığını da gösterir. Sitrik asit örneğinden gidersek gıda katkı maddesi kalitesindeki sitrik asitin safsızlığının % 0.5 ten fazla olmaması gerekir. Ayrıca safsızlıkların nitel ve nicel olarak limitleri de spesifikasyonda belirtilmiştir.

E - kodu olmayan sitrik asit ise herhangi bir kalitede, yüksek oranda ve istenmeyen safsızlıklar taşıyan sitrik asit olabilir. Her gıda katkısı için aynı durum söz konusudur. Bazı safsızlıkların yüksek toksisitesi olduğu düşünüldüğünde, bu durum özellikle özdenetim yoksunu gıda işletmelerinin ürünlerinde sorun yaratabilir.

  
Gıda Katkı Maddeleri Ve Gıda Kontaminantları Sitesi Kuruluşu: Kasım 2001 Günceleştirme: 24 Şubat 2011 Kaynak Gösterilmeden Alıntı Yapılamaz